NEREYE GİDİYORUZ ?
09 OCAK 2014
ATATÜRK İlkelerinin yok sayıldığı ve ülke insanlarının bu tehlikeli gidişi sessizce izlemekle yetindiği bir dönemi yaşamaktayız maalesef. “BENİM ÖNEMSİZ BEDENİM BİR GÜN ELBET TOPRAK OLACAKTIR, ANCAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ SONSUZA DEĞİN YAŞAYACAKTIR VE TÜRK ULUSU, GÜVENLİK VE MUTLULUĞUNU ÜSTLENEN İLKELERLE UYGARLIK YOLUNDA DURMAKSIZIN YÜRÜMEYİ SÜRDÜRECEKTİR.” Diyerek biz Türk Ulusuna bu ilkelere sahip çıkmayı vasiyet etmiştir.
İşte o ATATÜRK ilkeleri ;
DEVRİMCİLİK’in Karşı devrim atakları ile günden güne yok edildiği,devrim yasalarının uygulanmadığı ve hatta ilkel bulunduğu,İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı görüldüğü bir dönemi yaşadığımız ,günlük yaşamımızda sıkça karşılaştığımız başta kılık kıyafet ve sözde dinsel eğitimlerin verildiği iddia edilen yapılanmalar ve yasa dışı uygulamalarda aşikardır.
DEVLETÇİLİK’in yok edildiğini,Cumhuriyet kazanımlarının hatta elden çıkarılması Devletin bekası için tehlike yaratacağı bilinen kurumlar dahil ülkenin ulusal kalkınmasını gerçekleştirecek kamu ekonomik kuruluşları ,üstelik en karlı kurum ve kuruluşların yandaşlara yok pahasına satıldığı,Ülke ekonomisine katkı sunması,üretimlerinin arttırılması gerekirken maalesef makina ve aksamlarının hurda fiatına satıldığı,arazilerine konut ve AVM yapılarak ranta çevrildiği aşikardır.
LAİKLİK’in Ulusal sınırlarımız içerisinde farklı dinden ve mezheplerden gelen insanları bir arada tutabilmek için zorunlu bir ilke olması gerekirken yerini Ulemanın ve tarikatların aldığı,danışma makamının yasa ve bilim adamlarının değil,Ulemanın olması gerektiği, neredeyse mahkemelerin kaldırılarak, Kadıların karar vereceği ,mecellenin uygulanacağı bir durumu yaşar olduk. Modern ilim ve bilimin öğretildiği eğitim kurumlarının yerini İmam Hatip okulları almış,bu okullardan mezun olanlar Devletin hemen hemen her kurum ve kuruluşunda görevlendirilmiştir. İlkokullardan başlamak üzere Üniversitelere kadar her eğitim kurumunda laboratuvarların, kütüphanelerin yerini Camiler almıştır. LAİKLİK ilkesi kadük hale getirilmiştir.
ULUSALCILIK’ın yerini maalesef bölücülük ve ayrılıkçılık almıştır. Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan farklı etnik ve dinsel kökenlerden gelen insanların Türkiye Devleti çatısı altında bir ULUS olarak TÜRK toplumunu oluşturduğu, Ümmet ve tebaa olmaktan kurtulup vatandaş olan,Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ifade ettiği şekilde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ANAYASA maddesi olan TÜRK’lük kavramının içi boşaltılarak neredeyse yerini ümmetçiliğe bırakmıştır. Birlik ve beraberlik içerisinde huzur içinde yaşayabilmemizin temel direği olan ULUSALCILIK vaz geçemeyeceğimiz bir ilkedir.
CUMHURİYETÇİLİK’ in yerini maalesef Osmanlıcılığın aldığını ( yeni yapılan binalarda bile bu mimarinin kullanıldığı ) neredeyse saltanatın ve hilafetin, dinci ve tutucu çevrelerce eskiye olan özlemleri ile geri getirilmek istendiği her hali ile gözler önünde günden güne artarak yayılmaktadır. Yeni Türkiye veya ikinci Cumhuriyet söylemlerinin Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu Cumhuriyet ile uzaktan yakından alakalı olmadığı, Cumhuriyet kazanımlarının hoyratça harcandığı ve her geçen gün bu değerlerin yok edildiği, Emperyalist ülkelerin bu değişimi şiddetle desteklediğ aşikardır.
HALKÇILIK : Mustafa Kemal ATATÜRK Anadolu’daki İnsanları yerinde incelemiş, farklı inançlardan ve etnik kökenlerden gelmiş insanların yıllarca birlik ve beraberlik içinde yaşadıklarını görmüş, yıllarca emperyalizmin baskısı altında ezilmiş olan insanları kendi iradeleri doğrultusunda her türlü kültürel ve etnik nitelemenin dışında kendi egemenliklerini sağlayacak şekilde bir araya getirerek ,eğer birilerine benzemek gerekirse “ BİZ BİZE BENZERİZ” diyerek çok soylu ve temiz yürekli Türk halkı anlayışını gerçekleştirmiştir. Ya şimdi “ YA BİZDENSİN ,YA ÖTEKİ “ anlayışı ile hızla bölünmeye ayrışmaya doğru hızla yol almaktayız. Cumhurbaşkanının bütün konuşmalarında aşağı Millet, yukarı Millet !... millet de hangi MİLLET bir de adını koyabilsek, daha iyi anlayacağız.
Özetle Mustafa Kemal ATATÜRK, özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir,bir Ulusun şeref,onur,namus ve varlığı o Ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. Yaşamak için mutlaka bağımsız bir ulusun evladı olarak kalmalıyım ! Diyerek bizlere ne yapmamız gerektiğini çok açık bir şekilde anlatmıştır. ATATÜRKÇÜLÜK !... O olmasaydı sen olmazdın,O olmasaydı adın falanca olurdu, O olmasaydı, O olmasaydı, O olmasaydı..... demek değildir.
ATATÜRKÇÜLÜK bu kadar basite indirgenemez. ATATÜRKÇÜLÜK ; O’nun ilke ve devrimlerine sahip çıkmakla olur. O’nun gösterdiği muasır medeniyete ulaşmak için canla başla çalışmakla olur. Aydınlanmaya, Bilgilenmeye, Bilimin ışığına dönmekle olur !...
Bunları unutmadan yarınlara güven içinde ulaşmakla olur.